EKMEK ÇİFTÇİNİN TARLASINDA
ESNAFIN KASASINDA
SENİN SOFRANDA DAHA DEĞERLİDİR.
Ekmek; hazırlanması, pişirilmesi ve lezzetiyle soframızın vazgeçilmezi bir gıdadır. Her milletin ekmeği, kendine has bir özelliği, önemi vardır. Ekmek, kullanılan unun cinsine, pişirilme tekniğine, yöresine, muhteviyatına göre adlandırılır. Ekmek, asırlardır bıkmadan usanmadan ister sade isterse katıklı olarak tüketilen, zengin içeriği ile doygunluk hissi veren, kan şekerinin düzelmesine, zihnimizin açık, fiziki güçlülüğümüzün yerinde olması sağlayan önemli bir gıdadır.
GÜNLÜK NE KADAR EKMEK YEMELİYİZ?
Günlük harcanan enerjinin üçte biri, sadece ekmekten karşılanmaktadır. Ekmek kepekli olarak katık ile günlük üç dilim (ortalama 90-120 gr) tüketilmelidir. Başka hiçbir gıda almadan sadece ekmek yense bile insanın ihtiyacı olan tüm besinler ekmekte mevcuttur. Atalarımız bunun için “Ekmek Hızır, bulgur Vezir, gerisi vazur vuzur” demişlerdir.
EKMEK İSRAFI
“Ekmeğe saygı”, Hz. Peygamber Efendimiz’ in (SAS) ekmeğe hürmet edilmesi gerektiği, aksi takdirde toplumların kıtlıkla imtihan olabileceğini söylemiş atalarımızda bugüne kadar yerdeki küçük bir ekmek parçasının dahi çiğnenmemesine, telef edilmemesine hassasiyet göstermiştir. Ekmek, bizim kültürümüzde alın terinin karşılığı görülmüş, “nimete saygısızlık Allah a ve kuluna saygısızlık” olarak sayılmıştır.
Dünyanın çeşitli yerlerinde binlerce insan bir dilim ekmeğe muhtaç iken, bize lütfedilen bu güzel nimeti israf etmek başta kendimize ve ülke ekonomisine büyük zarardır. Dünyada ve ülkemizde tarıma dayalı üretim yapılan gıda ürünlerinin (başta buğday) stratejik bir öneme kavuştuğu görülmektedir.
Ekmekte israfın önlenmesi için bazı tedbirler alınmalı, eğitim öğretim kurumlarından başlayarak tüm halkın şuurlandırılması için çalışmalar yapılmalıdır:
- Ekmeğin gramajının azaltılması,
- Pişirme işleminin iyi yapılması,
- Üretiminin ihtiyaca göre plânlanıp dağıtılması,
- Raf ömrü uzun olan ekmek üretilmesi,
- Orta derecede bayatlamış ekmeklerin düşük fiyattan satılması,
- Satılmayan ekmeklerin, galeta unu, kurutulmuş ekmek gibi başka gıda maddelerinin üretiminde kullanılması,
- Lokanta, yatılı okul, hastane, kışla gibi toplu yemek tüketilen yerlerde ilk önce, önceden kalan ekmeğin daha sonra taze ekmeğin dilimlenerek sunulması,
- Evlere ihtiyaç olduğu kadar ekmek alınması,
- Ekmeğin bozulmadan ve bayatlamadan muhafaza edilip tüketilmesi,
- Ekmeğin oda sıcaklığında veya buzdolabında değil, derin dondurucuda saklanması,
- Bayatlamış ekmeklerin papara, tirit, kıtır ekmekli çorba, tost, vb. gibi yemeklerde değerlendirilmesi,
- Küflü olmamak şartıyla değerlendirilme imkânı olmayan bayat ekmeklerin hayvan yemi olarak kullanılması, ekmek israfını azaltıcı önlemler olarak sıralanabilir.
ŞÜKÜR, NİMETİ ÇOĞALTIR; ekmeğin şükrü de, onu en güzel şekilde sahip çıkmak ve tüketmek olmalıdır. Rivayete göre Hz. Halil İbrahim Peygamberin sadece 5 milyon büyükbaş hayvanları olduğu bunun sebebinin ise nimete saygısından olduğu anlatılır. Efendimiz ’in (SAS) “Yemek ikram edilen eve hayır ve bereketin çok hızlı ulaşacağı, misafirin 10 rızık ile gelip 1 ini yiyip 9 unu bırakacağı” beyanını baş tacı eden âlicenap ve misafirperver insanımız, elinde ikram edecek çok fazla bir şeyi olmadığı zamanlarda bile, ekmeğini paylaşarak misafirlerini ağırlamıştır. Bu ahlâktan günümüzde çıkarmamız gereken önemli dersler vardır.